Skip to content Skip to footer
Noticy’den Yüksek Su Faturasına Akıllı Çözüm

Noticy’den Yüksek Su Faturasına Akıllı Çözüm

BTM girişimcisi, ürettiği cihaz ve mobil uygulama aracılığıyla su, enerji ve para tasarrufu sağlamayı başardı. Noticy ile kullanılan suyun sıcaklığı, suyu kullanma süresi ve kullanılan suyun ücreti kullanıcılara bildiriliyor.

En önemli yaşam kaynaklarımızdan olan su, ne yazık ki çoğu zaman bilinçsizce tüketiliyor. Yakın zamanda olası su savaşlarının konuşulduğu bugünlerde BTM girişimcilerinden Umut Türemen, Noticy adını verdiği girişimiyle su, enerji ve para tasarrufu sağlarken yeni neslin de bilinçli bireyler olarak yetişmesine yardımcı olacak akıllı ev aletleriyle dikkat çekiyor.

Bundan iki yıl önce çok yüksek bir su faturası almasıyla kullandığı su oranını sorgulamaya başlayan Umut Türemen, geliştirdiği uygulama ile kullanıcıların hem sudan hem de masraftan tasarruf etmelerini sağlıyor. Girişimi Noticy ile kullanılan suyun sıcaklığının, suyu kullanma süresi ve kullanılan suyun ücreti de kullanıcılara cihazlar ve mobil uygulama aracılığıyla bildirildiğini söyleyen Türemen, girişimini Ticaret Gazetesi okurlarına anlattı.

 

Noticy nedir? Ne tür hizmetler sunuyor? Sizi böyle bir girişimde bulunmaya iten sebepler nelerdi?

Noticy, ismini İngilizce kökenli “notice” kelimesinden alıyor. Bu kelimeyi Türkçe’ye “farkındalık” olarak çeviriyoruz. Su tüketimi konusunda tüm dünyada büyük bir bilinçsizlik söz konusu. Şirket olarak bu bilinçsizliği insanların tüketimdeki farkındalığını yükselterek yenmek istiyoruz. Bunu da şirket olarak geliştirdiğimiz akıllı bir ev sistemi ile yapmayı planlıyoruz. Ürettiğimiz cihazlar anlık olarak kullandığınız suyun miktarını size göstererek tüketiminiz konusunda bilinçlenmenizi sağlıyor. Kullanıcılarımız sudan tasarruf ettiklerinde dolaylı yoldan kullandıkları enerjiden ve harcadıkları paradan da tasarruf etmiş oluyorlar. Ek olarak kullandığımız suyun sıcaklığı, suyu kullanma süremiz ve kullandığımız suyun ücreti de kullanıcılarımıza cihazlarımız ve mobil uygulamamız yoluyla bildiriliyor. Bu girişiminin hikayesi iki sene önce elime çok yüksek bir su faturası almam ile başladı. Tek başına yaşamama rağmen, ödemem gereken miktar 4 kişilik bir ailenin faturasından bile yüksekti. İnsan ister istemez kendisine bu suyu nerede ve ne zaman harcadığını soruyor. O gün, ben bu iki sorunun bir cevabı olmadığını fark ettim. Ay sonunda gelen su faturamız bize evimizdeki toplam su harcamamızı göstermekte fakat bu kullanımın evin hangi bölümünde ve ne zaman gerçekleştiği bir sır. Çok iyi para biriktirebilen bir insan olarak söyleyebilirim ki; tasarruf etmenin birinci koşulu harcamalarınızı düzenli olarak takip etmektir. Paranızın nereye gittiğini ve nereye gideceğini bilirseniz, paranızı sadece ihtiyacınız olan şeylere harcar, kalan kısmıyla da istediğiniz yatırımı yapabilirsiniz. Bu durum su tüketimi konusunda da geçerli olmalı diyerek kolları sıvadım. Yaptığımız araştırmalara göre su tüketimi sırasında alınan görsel geri bildirimin yüzde 25 oranında tasarruf sağladığını bulduk. Bu da Türkiye’deki ortalama bir hanenin yılda 20.000 litre su tasarrufu yapması anlamına geliyor. Bu misyonla yola çıkarak ekibimi kurdum.

 

Türkiye’de ve dünyada benzerlik gösteren girişimler var mı? Varsa sizi farklı kılan noktalar neler?

Girişimcilik ekosisteminde öğrendiğim ilk şeylerden bir tanesi: “Asla ama asla rakibim yok deme.” Tabi ki bizim de rakiplerimiz mevcut. En ciddi rakibimiz İsviçre’de faaliyet gösteren Amphiro şirketi. Kendileri İsviçre Enerji Bakanlığı ve Avrupa Birliği’nden de finansal destek almakta. Amerika’da faaliyet göstermeye başlayan ancak bilinmeyen bir sebepten dolayı iflas eden bir diğer rakibimiz EvaDrop şirketi. Bu iki şirket dışında global ve yerel pazarda direkt bir rakibimiz bulunmamakta. Yaratmak istediğimiz ev sistemi düşünüldüğünde, tüm akıllı ev sistemi satan şirketler ve IoT teknolojisini kullanan akıllı sayaç üreticileri dolaylı rakiplerimiz olarak gösterilebilir. Amphiro ve EvaDrop şirketlerinin sadece duş için bir cihaz ürettiklerini söylemek isterim. Bu iki şirketten evin diğer musluklarına da adapte olabilen cihazlarımız sayesinde ayrılmaktayız. Duş cihazı göz önüne alındığında, cihazımızın sahip olduğu dijital ekran ve kullanıcıyı uyaran ekstra özelliklerimiz öne çıkmakta. Ek olarak mobil uygulamada rakiplerimiz sunmadığı ücret verisini de sunmaktayız. 

 

Ekibiniz kaç kişi? Kimlerden oluşuyor?

Projemiz resmi olarak 2020 yılının Ocak ayında başladı. Bu tarihten sonra ekibimize 12 farklı kişi katıldı. Bu kişilerden bazıları çeşitli sebeplerden dolayı aramızdan ayrıldı. Projemize ilk başladığımızda 6 kişilik bir ekipten oluşuyorduk. Bu 6 kişinin 5’i farklı eğitim programlarında öğrenim gören İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisiydi. Projenin kurucusu olarak mezun olmadan önce de bu fikrin Almanya pazarı için çok daha uygun olduğu görüşündeydim. Mezun olduktan sonra Münih Teknik Üniversitesi’nden master eğitimim için kabul almamla birlikte projeyi Almanya’ya taşımaya karar verdim. Ekim ayında Almanya’ya taşındıktan sonra ekibimizde yazılım dışında görev alan diğer arkadaşlarımızla çalışmak mümkün olmayacağı için yollarımızı ayırdık. Geçen 3 aylık süreçte Münih’te yeni ekip arkadaşlarımızı edindik. İlerleyen günlerde özellikle yazılım alanında yeni ekip arkadaşlarımız da aramıza katılacak.

 

Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor? 

Hedef kitlemiz tabi ki; çevre ve teknoloji bilinci yüksek insanlar. Türkiye pazarı ele alındığında genç nüfusun verdiği bir avantaj söz konusu. İlk bakışta ürünlerimizi düzenli şekilde tasarruf yapan insanların alacağı yanılgısına düşülebilir, biz de düştük. Daha detaylı incelendiğinde günlük hayatında zaten tasarruf yapan insanların, diğer insanlara göre, cihazlarımızdan alacağı verim daha düşük olacaktır. Bu sebeple hedef kitlemizi “tasarrufu ve doğayı önemseyen ama günlük hayatında buna dair bir aksiyon almayan” insanlar olarak belirledik. Bu yazıyı okuyan potansiyel müşterilerimiz de bu cümleyi onaylayacaktır. B2B tarafında harcadığı suyun takibini yapmak isteyen tüm kurumsal şirketler bizim kapsama alanımıza giriyor. Akıllı ev sistemleri konseptinde inşaat şirketleri ve mimarlık ofisleri, yeşil otel etiketi altında 5 yıldızlı oteller ana hedefimiz. B2G tarafına bakıldığında ise belediyelerin manuel olarak her ay ölçümünü yaptığı su tüketimimizi anlık ve dijital olarak sunma imkanımız mevcut. Dolayısıyla geniş bir hedef kitlemiz var. 

 

Cihazların kurulumu için herhangi bir ücret ödemek gerekiyor mu?

Ürettiğimiz üç farklı cihaz mevcut. Bu cihazlar duş, musluk ve akıllı sayaç olarak karşımıza çıkmakta. Duş ve musluk cihazlarımızı kullanıcılarımızın kendi kendine kurabilecekleri şekilde tasarladık. Akıllı sayacımız evin ana borusuna bağlanacağı için bu cihazın kurulumunda teknik destek gerekmekte. Arıkovanı’nda sunduğumuz fiyatların tamamında kurulum ücretleri dahil. 

 

Arıkovanı’nda satışa çıktınız? Süreç nasıl gidiyor? Global satışlarınız mevcut mu?

Kampanyamız başlayalı daha bir hafta olmadı. Açıkçası süreç umduğumuz gibi başlamadı. Kitlesel fonlama konsepti Türkiye’de oldukça yeni. Dolayısıyla ürünümüzü ön siparişle satın alacak bireysel ve kurumsal müşterilerimizde minik bir ön yargı var. Bizim insanımız parasını ödediği ürünü hemen elinde ister. Hatta parasını ödemeden önce de denemek ister. Ne yazık ki yatırım almadan bu projeyi gerçekleştirdiğimiz için bu yönteme başvurmak zorundayız. Daha önce kitlesel fonlama yoluyla alışveriş yapmamış müşterilerimizin web sitesi içerisinde de oldukça zorlandığını öğrendik. Globaldeki örneklere bakıldığında (Kickstarter ve Indiegogo) yurtdışında kitlesel fonlama konusunda çok daha bilinçli bir kitle görmekteyiz. 

Fonlama sürecinde 100 bin lira toplamayı hedefliyoruz. Sadece duş cihazımızdan 250 adet satarak bu miktara ulaşabileceğimiz düşünüldüğünde bu hedefin gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz. Bakıldığı zaman global pazarda yer almak isteyen girişimler için bu paralar çok komik kaçıyor. Hele ki Ar-Ge süreci olan bir ürün girişimi yaratmaya çalışıyorsanız. Yüksek bir pazarlama bütçemiz olmadığı için arkadaşlarımız, mentörlerimiz ve tanıdıklarımız vasıtasıyla kampanyamızı duyurmaya çalışıyoruz. Kampanyamız kapsamında sadece cihazlarımızı satın alarak değil bağış yaparak da bize destek olmak mümkün. Bu kapsamda beni ve ekibimi en çok hayal kırıklığına uğratan şey kampanyamızı sosyal medyada paylaşan arkadaşlarımızın dahi çok küçük bir oranda kampanyamıza mali destek sağlaması oldu. Genel pazarlama sürecimizi Türkiye pazarına yönelik oluşturduğumuz için global pazarda bir satış beklentimiz kampanya öncesinde de yoktu. Yüksek kargo maliyetlerinin yurtdışındaki destekçilerimiz için de caydırıcı olacağı öngörüsündeyiz. Türkiye’deki tüm fiyatlarımızda kargo ücreti de dahil. Önümüzde 60 günlük bir süreç var. Belki de en başından beri yapmamız gereken şey bu kampanyayı yurtdışına yönelik olarak başlatmaktı. Kurumsal müşterilerimiz toplu bir şekilde alım yapmasıyla çok kısa sürede bu kampanyayı başarıya ulaştırabiliriz. İlerleyen süreç bize bunu gösterecek.

 

Pandemi süreci projenizi nasıl etkiledi?

Pandemi sürecinin başında İTÜ Çekirdek sürecine yeni katılmıştık. Eğitimlerimiz yeni başlamış ve ekibimiz İTÜ Çekirdek atölyesinde prototip geliştirmeye hak kazanmıştı. Pandeminin başlamasıyla ekibimizdeki 6 kişinin 5’i öğrenci olduğu için okulların da online’a dönmesiyle herkes Türkiye’nin farklı şehirlerine dağılmak zorunda kaldı. Tabi ki de bu durum Ar-Ge süreçlerimizi yok etti. Çalışacak bir atölyeye sahip olmamamıza ve ekibimizin her üyesi farklı şehirlerde bulunmasına rağmen İTÜ Çekirdek sürecinin sonundaki sunumumuz için çalışan bir prototip çıkarmayı başardık. Neden olduğunu bizim de anlamadığımız bazı sebeplerden İTÜ Çekirdek, eğitim sonu jürisinde bizi sonraki aşamaya geçirmeme kararı aldı. Belki de pandemi süreci olmasaydı durum farklı olurdu. 

 

BTM’yle yollarınız nasıl kesişti? BTM projenize ne gibi katkılar sağladı?

Girişimcilik ekosisteminde tanıdığım birçok girişimcinin uzun zamandır bana önerdiği bir kurumdu BTM. İTÜ Çekirdek’ten sonra BTM’ye de başvurup buradaki networkten, eğitimlerden ve ofis alanından yararlanmak istedik. BTM’de aldığımız eğitimlerin ve yaptığımız görüşmelerin sonucunda projemizi oldukça ileriye taşıdık. 

 

Sahne XL’ta yer alan 16 girişimden biriydiniz. Sahne XL süreci nasıl geçti?

Sahne XL’a katılım hakkı elde ettiğimizi öğrendikten sonra ekip olarak çok sevindik ve hazırlıklara başladık. Bu muhteşem organizasyon için buradan tekrar BTM çalışanlarına teşekkür etmek isterim. İlk defa online olarak gerçekleştirilen bu büyüklükte bir etkinliğe göre oldukça başarılı olduğunu düşünüyorum. Girişimcilerin yaptığı sunumlar da umuyorum izleyenlerin hoşuna gitmiştir. Noticy olarak sade ve anlaşılır bir sunum yaptığımız kanaatindeyim. Sunum sonrasında bizi takip eden destekçilerimizden güzel geri dönüşler aldık. 

 

Global ve Türkiye pazarında kendinizi nerede konumlandırmayı düşünüyorsunuz? Bundan sonraki hedefleriniz neler?

Bu sorunun cevabını Arıkovanı kampanyamızın sonucu belirleyecek. Kampanyamızın başarısız olması, zaten ön yargıyla baktığımız Türkiye pazarını bizim için rafa kaldırabilir. Global pazardaki alım gücünün ve hitap ettiğimiz kitlenin çevre bilincinin daha yüksek olduğunu düşündüğümüzde, Avrupa ve Amerika pazarına odaklanmak daha mantıklı bir düşünce olacak. Her sunumda hedef kitlemizi belirtirken kurduğum cümle “Türkiye’den başlayarak” ifadesini içeriyor. Bunun sebebi bizleri bu günlere getiren ülkemize fayda sağlayan bir girişim yaratma isteği. Ne yazık ki talebin olmadığı yerde arzın kalitesi fazla önemli olmuyor. Hedefimiz Arıkovanı kampanyasını başarıyla tamamlayıp yatırımcılarımız için bir referans noktası oluşturmak ve cihazlarımızı seri üretim ile hayata geçirmek. 

 

Türkiye’de girişimcilik ekosistemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Ne gibi zorluklar yaşadınız? Bu yolculukta sizi neler motive etti?

Üniversite hayatıma başladığımdan beri hedefim kendi şirketimi kurmaktı. BTM ve İTÜ Çekirdek gibi kurumların ekosisteme yaptığı katkılar son yıllarda bu sistemin içinde olan herkesin bildiği bir durum. Türkiye’deki ekosistemin en güçlü yanının network olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun da bizim kültürümüzle alakalı olduğunu düşünüyorum. Tanıdık vasıtasıyla hiç tanımadığımız insanlara gereğinden fazla güvenebiliyoruz. Bu durum bazı senaryolarda olumsuz şeylere yol açsa da genel olarak girişimciler için süreci hızlandıran bir şey. Özellikle yurtdışında gördüğümüz bürokrasi labirentleri girişimciler için süreci oldukça yavaşlatıyor. Yurtiçindeki ekosistemin en kötü yanıysa yatırımcı ilişkileri. Yatırımcılar tabi ki en yüksek faydayı minimum risk ile elde etmeyi amaçlıyorlar. Bunu yaparken girişimcinin aldığı riski göz ardı ettikleri birçok senaryo mevcut. Yurtiçindeki birçok yatırımcının kafasında riske edilen en büyük şey para. Bana kalırsa bu sorunun cevabı zaman olmalı. Girişimci haftada 80-90 saatini girişimine harcayarak yatırımcıdan çok daha büyük bir yatırım yapmakta ve bakıldığı zaman kendisi için büyük bir fırsat maliyeti yaratmaktadır. Bu yatırımın kalitesi tartışılır olsa da günün sonunda girişimci olmadan yatırımcı olmaz. Bana kalırsa Türkiye’de yatırımcının aldığı finansal risk kadar girişimcinin aldığı zaman ve emek yatırımı riski de göz önüne alınmalı ve teklif edilen komik yatırım rakamları karşılığında şirketin yüzde 20-25’i talep edilmemelidir. Bu ekosistemde hep yatırımcılar bize tavsiye veriyor. Haddime değil ama yaşadığım tecrübelerden çıkardığım kadarıyla ben de birkaç cümleyle kendilerine şunları söylemek isterim. Yatırım yapmak için görüştüğünüz projeler ile onlar istemese bile gizlilik sözleşmesi imzalayın. Bu durum girişimcinin size güvenmesini ve projesine saygı gösterdiğinizi anlamasını sağlar. Girişimci gizlilik sözleşmesi yapılmasını talep ettiğinde garip tepkiler vermeyin. Bu senaryo girişimcinin sizinle görüşmesi sırasında şeffaf olamamasına yol açıyor. Girişimci ile görüştükten sonra görüşünüz olumsuz olsa bile lütfen kendisini kısa sürede bilgilendirin. Girişimci sizden gelecek olumlu haberi beklerken, belirsizlik durumu girişimcinin motivasyonunu düşürüyor. Girişimci sizden günlerce, haftalarca haber alamayıp bunun sonucunda size tekrar yazdığında “Ben size haber vereceğim merak etmeyin” deyip geçiştirmeyin. Bu sürecin tek taraflı işlemediğini, karşınızda yetişkin insanların olduğunu ve ağzınızdan çıkacak bir kelimeyle bu insanların hayalini kurduğu hedeflerin nasıl değişebileceğini lütfen idrak edin. Projemizde yaşadığımız zorlukların sebebi, yatırımsız şekilde ilerlediğimiz için dönüp dolaşıp finansal senaryoya çıkmakta. Benim bu süreçteki en büyük motivasyonum kendime ve fikrime olan inancım. Hayatımın hiç bir noktasında başarısızlıktan korkmadım. Sadece Noticy projesindeki başarısızlıklarımı sıralasam minik bir kitap çıkartabiliriz diye düşünüyorum. Bu süreçte şartlar elverdiğince projemizi hayata geçirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Noticy benim ilk projem olmadığı gibi son projem de olmayacak. Çalışmaya devam.

Gizliliğe genel bakış

Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.