
Kumbaravan ile Sanatta Dijital Dönüşüm
Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) mezun girişimlerinden Kumbaravan, yüksek bilet ve kitap fiyatları karşısında alım gücü olmayan kişilerin kültür sanat ürün ve etkinliklerine ulaşmasını sağlıyor.
Kumbaravan’ın Kurucusu Şivan Adalı, 2019 yılında geliştirdikleri ‘Dijital Dönüşüm’ projesi ile tiyatro oyunlarını dijital olarak, dip fiyatlar ile yayınladıklarını ve elde edilen gelir ile tiyatro kurumlarının sürdürülebilir olması ve kurumsallaşmasını amaçladıklarını söyledi. Kumbaravan olarak pandemi sürecinde tiyatroyu ulaşılabilir kıldıklarını ifade eden Adalı, dünden bugüne Kumbaravan’ın gelişim sürecini Ticaret Gazetesi okurları için paylaştı.
Kumbaravan nedir? Hangi ihtiyaçtan ortaya çıktı?
Kumbaravan, yüksek lisans tezimin sonuçlarından biri olarak 2016 yılından bugüne kadar faaliyette olan, kültür sanat kurumları ile halkı bir araya getiren ve etkileşim kurmasını sağlayan kültür sanat portalı ve sosyal bir girişim olarak kuruldu. BTM’de alınan eğitimler ve İş Bankası’nın da desteğiyle ile 2018’in Eylül ayında şirketleştik. Yüksek bilet ve kitap fiyatları nedeniyle halkın ürün ve etkinliklere bilet satın alamamasından dolayı ortaya çıktı. Kumbaravan.com.tr adresinden kayıt yaptırdıktan sonra dip fiyatlar ile ürün ve hizmetlerden yararlanabiliyorsunuz. Özellikle büyükşehirler dışında kalan illerimizde yaşayan yurttaşların kültür sanat ürün ve etkinliklere ulaşamıyor olması bunun en önemli nedenlerinden biri oldu. 2018 yılından beri de maddi gücü olmayan üniversite öğrencilerine düzenli şekilde, bilet ve kitap olarak kültür sanat bursu sağlıyoruz. Ayrıca maddi gücü olmayan yılda 25 bin öğrenciye, kültür sanat kurumları desteğiyle (yayınevleri, tiyatrolar, konser mekanları, bilet firmaları, sanatçılar, menajerler) ücretsiz bilet ve kitap sağlayarak seyirci ve okuyucu yetiştirme, alışkanlık kazandırma programlarımızla ihtiyaçları karşılıyoruz. 2019 yılının ilk aylarında ‘Dijital Dönüşüm’ projesini geliştirdik ve pandemiyle birlikte çok büyük hızla hayata geçirebildik. Tiyatro oyunlarını dijital olarak, dip fiyatlar ile yayınlayarak tüm şehirlerimizden ve dünyadan izlenilmesini sağlıyoruz. Elde edilen gelir ile tiyatro kurumlarının sürdürülebilir olmasını ve kurumsallaşmasını amaçlıyoruz. Bu sayede salonlardaki tiyatro prodüksiyonlarının da doğru orantılı olarak gelişmesini hedefliyoruz.
Ekibiniz kaç kişi? Kimlerden oluşuyor?
Kumbaravan’ın kurucusu ve kültür sanat girişimcisi olarak İstanbul Üniversitesi Yönetim ve Organizasyon Doktora programında bilimsel araştırmalara devam etmekteyim. Çok fazla gönüllü sanatseverden ara ara destekler alıyoruz. Sistemimiz otomasyona dayalı ve minimum iş gücü ile operasyonlarımızı yürütebiliyoruz.
Girişiminizi hayata geçirirken ve ekibinizi oluştururken ne gibi zorluklar yaşadınız?
Özellikle ulusal ve ana akım medyada sanatın lüks olması gerektiği ve fiyatların düşmemesi gerektiği konusunda çok fazla baskı altındayız. Kültür ve sanat sektöründe bir kesim, halkın daha fazla tüketiminden ve daha fazla kültür sanat ile buluşmasından ziyade parası olan ve zengin yurttaşlar için sanatın var olması gerektiğini, bu sayede de kendilerinin kar maksimizasyonu olması gerektiğini savunuyor. Aynı kesim televizyon, gazete vb. röportajlarında ise tam tersi görüşler beyan ederek halkın kültür ve sanat etkinliklerine ulaşmasının herkesin hakkı olduğunu savunuyor. Dolayısıyla bu paradoksun kaybedeni halk oluyor.Çünkü kültür sanat ürünlerine ve etkinliklerine ulaşamıyorlar, satın alamıyorlar, alışkanlık kazanmak için daha fazla satın alamıyorlar. Bu kişi ve kurumlar, Kumbaravan sistemine ‘ambargo’ uygulayarak, sistemin duyulmasının ve kullanılmasının önüne geçmeye çalışıyorlar. Kültür ve sanat sektörü büyük gibi gözükse de küçük bir sektör ve herkes birbirini zaman içerisinde nasıl işler yaptığını gözlemliyor. Zaman içerisinde paydaşlarımız ile birlikte bu ambargoyu yok etmek için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Kullanıcı profiliniz kimlerden oluşuyor?
Ülkemizdeki tüm üniversitelerde binlerce öğrenci üyemiz mevcut. Aynı zamanda kurumsal iş birliklerimiz aracılığıyla bizi tercih eden binlerce çalışan üyemiz var. Ayrıca dijital dönüşü ile birlikte yurtdışından Türk Tiyatrosu’nu izleme avantajına sahip olan yurtdışında yaşayan üyelerimiz de katılmaya başladı.
Yerelde ve globalde Kumbaravan’a benzer girişimler var mı?
Kumbaravan’ın, kültür sanat kurumları ile sürdürülebilir ilişkiler kuran grift bir yapısı var. Bu doğrultuda güçlü iletişimi ile hızlı karar alabiliyor ve değişen koşullara çok hızlı uyum sağlayabiliyor. Bu sistemi uygulayabilen, entegre sisteme sahip bir girişim ülkemizde ve dünyada şu an yok, bu alanda mavi okyanustayız. Yüzde yüz seyirci memnuniyeti amaçlanarak her biri kişi geri bildirimi dikkate alınıyor, değerlendiriliyor ve kendilerine bilgi veriliyor. Bu sayede sistemimizden herkesin memnun olmasını amaçlıyoruz. Dip karlılık ile yüksek adette tüketim yapılmasını sağlayarak uzun vadeli sürdürülebilir kalmayı hedefliyoruz. İşbirliklerimize, daha fazla kişiye nasıl ulaşabiliriz şeklinde bakıyoruz ve sürdürülebilir ilişkiler kuruyoruz. Dijital dönüşüm ile tiyatro oyunları salonlardaki gibi dijitalde nerede, ne zaman, nasıl istenilirse, tüm internete bağlı akıllı cihazlardan bir kez en düşük fiyat ile izlenebiliyor. Şu an bu teknoloji ve işleyiş hiçbir firmada yok, sadece biz uyguluyoruz. En önemli farkımız dip fiyat ve izlenme kolaylığı.
Gelir modeliniz nedir?
Satışını yaptığımız ürün ve etkinliklerden sürdürülebilir olmamız için pay rica ediyoruz. Gelişen koşullarda kültür sanat kurumları ile yeni proje üretilmesini sağlamak üzerine yapımlar üretmeye başladık.Yakın zamanda yapımcısı olduğumuz yeni prodüksiyonlar izleyiciler ile buluşacak.
Pandemi süreci projenizi nasıl etkiledi?
2019 yılı başında planladığımız ‘Sanata Destek Dijital Dönüşümle’ projesini hayata geçirmemizi sağladı pandemi. Tiyatroyu ulaşılabilir kıldık. Bu sayede oyunlar salonlardaki sınırlı koltuk sayısı aşılarak, düşük fiyat ile tüm dünyadan izlenebiliyor. Ekstra gelir elde edilerek tiyatrolar kurumsallaşıyor ve daha kapsamlı oyunları sahneleme imkanları doğuyor. Yeni projeler için fon yaratılması ile artık tiyatro sanatında yeni bir sayfa açılıyor ve kurallar değişiyor.
BTM’yle yollarınız nasıl kesişti? BTM projenize ne gibi katkılar sağladı?
2018 yılında İstanbul Teknopark’a başvurmuştum. Onlar BTM’nin projemize daha uygun bir merkez olacağını ve daha fazla katkı sağlayacağını belirttiler. İletişime geçtim ve kabul edildik. Üç aylık çeşitli girişimcilik eğitimler aldım. Eğitimler kadar değerli olan şey ise BTM’nin sağladığı ‘Network’ yani iş ağı diyebilirim. BTM’nin organize ettiği İTO komite sunumumuzda Türkiye bankacılık sektörünün yarısından fazlası o odadaydı. Böyle bir toplantının bir startup tarafından organize edilme şansı çok düşük. Çünkü üst düzey yöneticilerin programları bilindiği üzere çok yoğun. Aynı şekilde, BTM bünyesinde yer alan girişimler ile tanışma, bilgi alışverişinde bulunulması, bu süreçlerin hepsi çok çok değerli yeni bir girişim için.
Global ve Türkiye pazarında kendinizi nerede konumlandırmayı düşünüyorsunuz?
Türk Tiyatrosunu, alt yazı desteğiyle yakın zamanda tüm dünyada kendi dillerinde yayınlamayı planladık. Bu yönde çalışmalarımız devam ediyor. Ülkemizde şu an dijitalde en fazla kurumsal iş birliği ve en fazla adette etkinliğe sahibiz. Bu sayı hem seyirci, hem de kültür sanat kurumu tarafında her geçen gün artıyor. Büyüyoruz ve ölçekleniyoruz. Globalde oldukça başarılı bir sistem ile var olacağız. Şu an maddi gelirimizin biraz daha artmasını bekliyoruz yatırım yapmak için. Çünkü ülkemizde yatırımcılar kültür ve sanat sektörünü pek fazla tanımadıkları için aslında ne kadar hızlı geri dönüşü olduğunu bilemiyorlar. Yakın gelecekte global dijital platformların radarına girerek bizi satın alma veya iş birliği yoluna gideceklerini ön görmekteyiz.
Bir kültür sanat girişimcisi olarak fikrinizi hayata geçirirken ne gibi zorluklar yaşadınız?
Kültür sanat girişimcisi olarak, yatırım/girişim sektörünün pek bilgisi olmayan bir alandayız diyebilirim. Bu doğrultuda ‘Kendi yağında kavrulma’ modeli ile ölçekleniyoruz, gelişiyoruz. Genelde sanat sektöründe yatırımlar, tamamen ticari, sosyal tarafı olmayan projelere, büyük hayaller ile yüksek tutarda yatırımlar yapılıyor, sonrasında sürdürülebilir kalınamayarak faaliyet sonlanıyor. Giriş ve çıkışın çok fazla olduğu bir sektördeyiz. Güvenilirlik ve iş modelinizin sağlamlığı, sözleşmeleriniz, sektör bilginiz çok önem arz ediyor. Tiyatro sektöründeki ‘İki Kalas Bir Heves’ ile işletme kurulacak bir sektör değil. Her yıl giriş çıkış yapan firma örneklerini üzülerek gözlemliyoruz. Bizi motive eden unsur, öğrencilerden ve diğer tüm yurttaşlardan gelen memnuniyet mesajları, hayatında ilk kez kitap okuyan, salona giden, dijitalden oyun izleyen ve tekrar satın alabilen seyircilerin mesajları, ulaşılabilir kıldığımız için teşekkür ediyor olmaları. İş modelimizin çekirdeği, motivasyon kaynağımız bu mesajlar, bu insanlar.
Türkiye’de sosyal girişimciliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce yeterli ilgiyi görüyor mu?
Birçok vakıf, akademisyen ve sosyal girişimcilik üzerine çalışma yapan kişi ve kurumlar ile görüşmekteyiz. Başlarken sosyal girişim ile duygu sömürüsü yoluna gidiliyor ve sonrasında baştaki ‘sosyal’ kelimesi kaldırılıyor ve ticari kar maksimizasyonunu amaçlayan yapıya bürünüyor. Bunu denetleyen bir kurum maalesef yok. Dernek ya da vakıf değilseniz işiniz zor. Sosyal girişimlerin yeterli ilgiyi ve değeri görmemesi son derece normal. Adı sözde sosyal girişim olup son derece ticari olarak yürütülen o kadar şirket var ki, insanların da değer vermemesi, ilgilenmemesi “Nasılsa bunda da bir şey vardır” ön yargısı oldukça normal, haklılar.
Eklemek istedikleriniz…
Yakın gelecekte, tiyatro sanatı sektöründe kuralların nasıl değiştiğini gözlemleme fırsatınız olacak ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tiyatro endüstrisi ‘Broadway’e nasıl yaklaştığımızı görebileceksiniz. Özellikle sağlık turizmi gibi yurtdışından sadece oyun izlemek için ülkemize gelen turistleri göreceksiniz. Bu röportaj ile tarihe not düşmüş oluyoruz. Paydaşlar ile birlikte yeni bir sisteme geçiyoruz, entegre olan bu sistemle, üretici, aracı ve tüketiciler dip fiyatlardan düşük karlılık ile sektörü kalkındıracak ve daha fazla memnuniyet sağlayan oyunlar sahnelenecek, turne yapabilecek, ihraç edilecek ve dijital olarak tüm dünyadan farklı dillerde izlenebilecek. Tüm potansiyel yatırımcıları izlemeleri ve feyz almaları için bizi takip etmelerini önermekteyiz. Kurumsal firmaların, yeni girişimlerin, müşteri ve çalışanları için her zaman sürdürülebilir işbirliği kurmayı isteriz, kapımız herkese açık, yeter ki daha fazla kişiyi, daha fazla kültür sanat etkinlik ve ürünleri ile buluşturalım.