Öz Sermaye ve Sermaye Arasındaki Farklar
Öz Sermaye ve Sermaye Arasındaki Farklar
Günümüzün modern ekonomistleri; zorlaşan rekabet koşulları içinde ayakta kalabilmek adına, öz sermaye miktarlarını attırmak için çabalamaktadır. Sermaye ve öz sermaye, temelde birbirinden ayrı fakat pratikte aynı çerçevede olabilen iki kavramdır. Sermaye, bir şirketin kâr ve zararlarını kapsarken; öz sermaye ise şirketin tüm borçlarını ödedikten sonra elinde kalan kâr olarak tanımlanmaktadır.
Bir şirket; tüm ortaklarının payı ve gelir – gider dengesiyle, belirli bir öz sermaye oluşturabilmektedir. Öz varlık veya öz kaynak olarak da adlandırılan öz sermaye; işletme bünyesinin tüm borçlarını ödediğindeki mevcut bütçe hazinesini ifade etmektedir. Bu şirketin, ulusal veya uluslararası pazarda başarı kazanabilmesi için öz sermayesini optimum düzeyde tutması gerekmektedir.
Günümüz ticaret dünyası, hata kabul etmeyecek bir katılık düzeyine sahiptir. Şirket sermayesini riske atacak yanlış adımlar, söz konusu şirketin ticaret dünyasından silinmesine neden olabilmektedir. İflas eden şirketlerin tümü, kişilere veya devlete ödedikleri borçlar sonrasında kendi öz sermayesiyle baş başa kalmaktadır. İflas durumundan sonra tüm ortaklar arasında paylaşılan toplam para, öz sermayeyi ifade etmektedir.

Öz Sermaye Nedir?
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. Maddesindeki tanıma göre; şirketin toplam geliri ve borçları arasındaki fark, öz sermaye olarak adlandırılmaktadır. Şirket adına alınan herhangi bir kredinin varlığı veya şirketin herhangi bir kuruma borcu olmadığı dönemlerde, öz sermaye ve sermaye kavramı aynı değerde olmaktadır.
İşletme sahiplerinin kendi kullanımı için ayırdıkları para miktarı olarak da tanımlanan öz sermaye, öz kaynak veya öz varlık olarak da adlandırılmaktadır. Günümüz ekonomi ekosisteminin, küreselleşme konusundaki azmi ve kararlılığı; şirket bünyesindeki toplam paranın değerini arttırmaktadır. Öz kaynak bakımından güçlü olan şirketler, gelir gider dengesini iyi bir şekilde kurabilmektedir.
Gelir – gider dengesinin kurulamadığı veya şirket giderlerinin gereksiz boyutta fazla olduğu kurum ve kuruluşlar, öz sermaye bakımından yetersiz kalmakta ve bu nedenle kendi sektöründe geri plana atılmaktadır. Başarılı bir girişim ve kaliteli bir büyüme için öz sermaye miktarının optimum düzeyde tutulması önem arz etmektedir.
Ticari rekabet koşullarına ayak uydurmak isteyen bir şirketin, sermaye düzeyinden ziyade öz varlık düzeyine yatırım yapması gerekmektedir. Toplam sermaye kavramı, mevcut borçları ve giderleri de kapsaması nedeniyle; gerçek bir kârlılık ifade etmemektedir. Öz varlık ise ham ve el değmemiş paranın kârlılık oranını ifade etmektedir.
Öz Sermaye ve Sermaye Arasındaki Fark
Bir işletmenin mevcut zaman diliminde bütçesine giren tüm para, bu şirketin sermayesini ifade etmektedir. Borç ve gider maliyetleri düşülmeden hesaplanan bu para, gerçek bir kâr veya bütçe anlamına gelmemektedir. Örneğin müşteri ödemelerini yıllık bazda alan sektörler, mevcut durumda düşük bir sermayeye sahip gibi görünse de; yılsonunda alacakları ücretlerle büyük bir kâr elde etmektedir.
Bir işletmenin tüm borçlarını ödediği ve tüm giderleri kapattığı dönemdeki toplam parası ise öz kaynak kavramını ifade etmektedir. Öz kaynak, yıllık veya aylık bazdaki borçsuz ham parayı temsil etmektedir. Öz kaynak bakımından güçlü olan şirketler, kârlılık oranı bakımından da oldukça güçlü olmaktadır. Birbirine çok yakın olan sermaye ve öz sermaye kavramları; temelde birbirinden ciddi ve önemli düzeyde ayrılmaktadır.
İşletmenin belirli bir zaman diliminde yaptığı yatırımlar, kâr ile sonuçlandığında; öz sermaye miktarı, toplam sermaye miktarından fazla olmaktadır. Bununla birlikte söz konusu işletmenin, belirli bir zaman diliminde yaptığı yatırımlar; zarar ile sonuçlandığında ise öz sermaye miktarı toplam sermaye miktarından düşük olmaktadır. Ortada kâr veya zarar durumunun olmadığı, ölü yatırımlarda ise bu iki kavram nicelik bakımından birbirine eşit olmaktadır.

Öz Sermaye Nasıl Hesaplanır?
Öz kaynak miktarının hesaplanması için şirket bünyesine giren ve çıkan paranın toplam değerinin bilinmesi gerekmektedir. Muhasebe uzmanları tarafından verilen yönergeler doğrultusunda, işletme sahipleri kendi öz varlıklarını kolay bir şekilde hesaplayabilmektedir. Varlık çeşitlerinin baz alındığı öz sermaye hesaplama formülü şu şekildedir:
- Öz Sermaye = (Duran Varlıklar + Dönen Varlıklar) – (Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar + Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar)
Bu formülün yapılabilmesi için şirket sermayesinden mevcut borçların tümünün çıkarılması gerekmektedir. Aynı zamanda, şirket bünyesine giren herhangi bir kredi veya bağış gibi faktörlerin de çıkarılması gerekmektedir. Bu koşullar sağlandığı takdirde şirketler, kendi öz sermaye miktarlarını niceliksel olarak görebilmektedir.
Öz kaynak getirisinin arttırılması için yıllık bazdaki kârlılık oranının yüksek olması gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken asıl husus, şirketin gelir – gider dengesinin doğru bir şekilde kurulması olmalıdır. Gider miktarı fazla olan şirketlerin, öz kaynak bakımından zayıfladığı görülmektedir.
Bir firma veya işletmenin kârlılık oranını arttırabilmesi için daha çok ürün satması veya daha aktif bir şekilde çalışması gerekmektedir. Net sermayeyi ifade eden kârlılık oranı, söz konusu firmanın ne düzeyde tanındığı ve ne düzeyde satış yaptığı ile doğru orantılıdır. Uygun stratejik planlar ile arttırılan kârlılık oranı, öz kaynak düzeyinin de artmasına olanak tanımaktadır.

